Hayatımın çoğu alanında bir sürü arkadaşım oldu gittiğim kurslarda,okulda,tatilde ve sosyal medyada ama hiçbirine en yakınım diyemedim. Neden mi? Bende bilmiyorum ilk başlarda hep suçu kendimde aradım çünkü herkesin birbirine çok yakın olabildiği bu dünyada neden benim en yakınım yoktu.Sıkıcı mıydım? hayır değildim,peki neden olmadı?
Büyük ihtimalle hiçbir zaman sebebini bulamayacağım çünkü arkadaşlıklar sebepsiz oluşur.Hayır bu zavallı yalnız kız hikayesi değil.Gayet sosyaldim,donanımlıydım,farklı zevklerim hobilerim vardı.Sabahlara kadar dertleşedebilirdik yada gecelere kadar gezedebilirdik.Sorun ben değildim sorun insanlardı.Öyle insanlar çıktı ki karşıma herkes tarafından sevilen ama aslında alt metnine bakınca sadece menfaattçi kızlar yada kimse tarafında sevilmeyen sınıfın sessiz kızı..büyük ihtimalle nefret ettiği kızlar ona biraz ilgi gösterince sizi satıcak.Annem hep kendin gibi insanlarla arkadaş ol derdi.Peki benim gibi biri var mı?Evet ilk okumada inanılmaz narsistik gelecek biliyorum ama benim kastım”kimse ben olamaz”değil.Bazı insanlar bazı masalara fazla gelir. Bazı hikâyeler… herkesin dinleyebileceği kadar basit değildir.Herkes farklıdır ama bu farklılıklara rağmen hayattan birlikte zevk alınabilir.Bunu anladığımda en yakın arkadaş konusu benim için daha kabul edilebilir oldu.Hepimizin rastlamış olabileceği bir söz derinden etkiledi beni “Henüz haberin bile olmayan masalarda senin için ayrılmış bir sandalye var”.Ve evet… O masa bir yerlerde duruyor. Belki şu an boş, belki benim gelişimi bekliyor… Kısacası yol daha çok uzun ve tanıyacağımız tonla insan var o yüzden umudunuzu kesmeyin çünkü sahte kalplerdense seçilmiş bir yalnızlık herşeyden daha iyidir
“I am rooted, but I flow.”
(Ben köklüyüm… Ama yine de akıyorum.)
Virginia Woolf
kalabalık ama yalnız olanlar. Bütün arkadaşlarımın hepsi ayrı ayrı kıymetli ama hiç biri tek degil. En yakin arkadaşım yok ama tanıdığım çok guzel insanlar var. Yetmez mi?
hissettiklerimi yazmıssın